top of page
IMG_5226_resize.JPG

​Hikayeme gelirsek…

Küçüklüğümden beri yeni birşeyler yaratmaya büyük bir isteğim oldu, o zamanlar bile oyuncaklarımla oynamak yerine dağıtıp, onlardan yeni melezler türettiğimi çok net hatırlarım. Biraz büyüyüp aklımı başıma toparladığımda ise bu merakım makineler tasarlamak üzerine evrildi; ODTÜ Metalurji Mühendisliği ve Makina Mühendisliği Yüksek Lisansı sonrasında Motor Tasarım Mühendisi olarak devam ettiğim profesyonel yaşamımda da aynı çizgiden kopmadım; Nissan GT500 yarış motorunun yanma odasından, V8 Range Rover karterine, tonluk dizel lokomotif parçalarından Ford Trucks F-Max motor bloğuna kadar çok çeşitli tasarımlar yaptım.

Teknik bir çizgide olan işimin yanında, estetik ve el sanatlarına da küçüklükten beri bir yeteneğim vardı. Resim, kaligrafi gibi ince uğraşlarımın yanısıra, kılıç ve zırh yapımı gibi daha sıradışı hobilerim de oldu. Bunlara ek olarak antika eşyalar ve klasik arabalara olan ilgim de el işleri, ahşap ve metal işleme konularındaki becerilerimi geliştirmeme büyük ölçüde katkıda bulundu.

Diğer bir hobim de tahmin edeceğiniz üzere 30 senedir aktif olarak yaptığım bisiklet sporudur. Çocukluğumun bisikleti olan kırmızı BMX ile başlayan bu macera, MTB furyası sayesinde ormanlar, dağlar ve tozlu yollarda sürecek; ve yol bisikleti üzerinde performansımın sınırlarını zorlamaktan, uzun bir turun dinginliği ile yol almaya varacak şekilde her türünün zevkini ayrı ayrı çıkararak geçecekti.

Kadro yapımı serüvenim ise bisiklet merakımın bir uzantısı olarak 2011 senelerinde evimin arka balkonunda başladı. Her ne kadar o zamanlar hayalini kurmuş olsam da bu işe günün birinde kendi atölyemde profesyonel olarak devam edeceğime o günlerde belki ben bile inanmazdım. Bisiklet gibi olağanüstü bir makinanın en temel detaylarını anlayıp kontrol edebilmek, yaratıcılıkta sınır olmaksızın tasarımını yapabilmek, benimle aynı merakı paylaşan arkadaşlarımla çalışmanın ve onların bisikletlerini de hayata geçirmenin verdiği heyecan, bu hobimin benim için gitgide profesyonel bir uğraş halini almasının yolunu açtı.

Bu hayalimi gerçeğe dönüştürme safhası ise ne kısa sürede ne de kolay oldu: Yaklaşık 4 sene boyunca bisiklet tasarımı, tarihçesi, sürüş dinamikleri ve ergonomisi üzerine ciddi araştırmalar yaptım, yurtdışında fuarlara katıldım, yabancı kadro ustalarıyla tanıştım, atölyelerinde çalışmalarını izledim. Kadro yapımı için gerekli olan özel ekipmanları tek tek edindim veya kendim tasarladım/imal ettim. Bu esnada oldukça fazla pratik yapmış olsam da, bunların kesinlikle yeterli olduğunu düşünmedim ve markamı ortaya çıkarmadan önce 2015’in başında, İngiltere’deki Bicycle Academy’den “Framebuilding” ve “Fitting/Design” eğitimlerini aldım.

IMG_5287_resize.JPG

Bu noktadan sonra hak verirsiniz ki evimin balkonu büyüyen hedeflerime küçük gelmeye başlamıştı ve artık bu işe uygun, tam teşekküllü bir atölye gerekliydi. Uzun bir hazırlık ve tadilat sürecinden sonra Ataşehir’de şu an bulunduğum kendi özel atölyemi kurdum ve 2016 senesine Brelis markasını sizlerle tanıştırma heyecanını yaşayarak çok güzel bir şekilde başladım.    

Sonuçta sizin için birinci planda ister estetik olsun, ister tamamen performansı veya ergonomiyi hedefleyin, ister kafanızda tüm ayrıntıları belirlenmiş bir tasarım olsun, ister tamamiyle önerilere açık olarak gelin; inanıyorum ki fikirlerinize katacak çok şeyim olacak ve sizinle aynı heyacanı paylaşarak hayalinizdeki bisikleti en iyi şekilde gerçeğe dönüştüreceğim.

Merhaba, ben Burçak Erbil!

Brelis markası altında kişiye özel kadrolar ve bisikletler imal etmekteyim. Bu işteki hedefim Türkiye’nin en kaliteli kadrolarını üretmek; Avrupa ve Amerika’daki örneklerinin yanında gururla sergilenecek, sürerken ve hatta sadece bakarken bile yüzünüze bir gülümseme konduracak bisikletler yaratmaktır.. Eğer sizi de dükkan raflarında hazır sunulan “ürün”ler tatmin etmiyor, üzerinde günler, haftalar, hatta aylar geçirdiğiniz, adeta vücudunuzun bir parçası olarak özümsediğiniz bisikletinizin, bedeniniz ve ruhunuz gibi eşsiz olması gerektiğini düşünüyorsanız, Brelis’in tam da size göre bir yer olduğunu göreceksiniz!

bottom of page